top of page
  • Yazarın fotoğrafıÖmer Muhtar Bozdemir

ROMA

Güncelleme tarihi: 21 Ara 2023

Roma İtalya’nın , aynı zamanda da Vatikan Şehir Devleti’nin başkenti. Hatta çok uzun süre dünyanın başkenti olmuş bir şehir. Gerçekten de en çok görmek istediğim şehirdi.


Ne Zaman Gidilir :



Biz mecburen temmuz ayında gittik fakat temmuz ve ağustos ayları aşırı sıcak olduğu için tavsiyem ilkbahar ve sonbahar mevsimleri.


Vize Uygulaması :

İtalya , Schengen Bölgesi’nde bulunduğu için umumi pasaporta sahip olan vatandaşlarımız Schengen Vizesi almak zorundadır. Yeşil pasaport sahipleri vizeden muaftır. Schengen Vizesi’ni almak için dilerseniz tüm belgeleri toplayıp Idata’dan başvurunuzu yapabilirsiniz. Schengen Vize Ücreti an (08.2022) itibarı ile 80 euro olup , seyahat sigortası vs. gibi ufak ekstra masraflar da çıkacaktır. Benim ilk Schengen Vizesi başvurum olduğu için risk almak istemedim ve MonaVisa Profesyonel Vize Danışmanlık’tan Ayşe Hanım’a başvurarak 200 euro karşılığında vize başvurumu gerçekleştirdim. Maalesef artık ülkemizde Schengen Vizesi başvurularında reddedilme oranı eskisine göre çok daha yüksek ve vize süresi oldukça kısa. Ben yaklaşık 2 hafta olarak planladığım İtalya seyahatini maalesef sadece 7 günlük vize aldığım için kısa kesmek zorunda kaldım. Ama diğer yandan 15 günde yapmayı planladığım şeylerin büyük çoğunluğunu 7 güne sığdırabildim. Bunun yanında başvuru için randevuyu da ancak bir ay sonrasına alabiliyorsunuz. Dolayısıyla ne kadar erken randevu alırsanız o kadar iyidir.


Ulaşım :




İstanbul’dan Roma ya da diğer şehirlere direk uçuşlar mevcut. Fakat bu sene İstanbul’un aktarma merkezi haline gelmesi dolayısıyla havayollarımızdaki fiyatlar 2-3 kata kadar yükseldi. Biz de haliyle alternatif yollar aradık. İlk defa Schengen alanlar için önerim direk İstanbul’dan İtalya’ya uçmalarıdır. Fakat yeşil pasaport sahipleri ya da çok girişli ve ilk olmayan Schengen Vizesi sahipleri de önce Sofya’ya gidip oradan Wizz Air ve Ryanair ile çok çok uyguna seyahat edebilirler. Ben Pegasus ile Roma’ya direk uçuş yaptım. Dönüşte ise Roma’da olmayacaktım , ayrıca Roma’dan dönüş çok pahalıydı , Venedik’ten dönüş yoktu , Floransa da kısmen pahalıydı. En uygun seçenek Bolonya olduğundan dönüşü de Bolonya’dan gerçekleştirdim ve aynı zamanda Bolonya’yı da ziyaret etmiş oldum. Gidiş-dönüş uçak biletine 350 Usd gibi bir ödeme yaptım. Roma Fiumicino diğer adıyla Leonardo Da Vinci Havalimanı’ndan merkeze ulaşmak için tren kullanıyoruz. https://www.trenitalia.com/en.html sitesinden nereden nereye gitmek istediğinizi seçerek fiyatlar hakkında bilgi alabilirsiniz ancak online kayıt sisteminden mailinize onay maili gelmediği için önceden bilet almak mümkün olmuyor. Bu nedenle havalimanı çıkışı ve istasyon girişindeki makinalardan ya da ofislerden 14 euro karşılığı Termini İstasyonu’na ya da 8 euro karşılığı Trastevere İstasyonu’na bilet alabilirsiniz. Biz öncelikle Trastevere’ye gidip o bölgeyi gezdikten sonra Termini tarafına geçmiştik. Bunun yanında Roma’da metro veya otobüse binmek için 1,5 euro karşılığında bilet alabilirsiniz.


Konaklama :


Maalesef İtalya genelinde konaklama çok pahalı. Genel olarak 2 kişi için kalınabilecek merkezdeki oteller 100 eurodan başlar. Güzel bir yer ise 200 euro civarı. Fakat ben bu işi de çözdüm. İtalya’daki oteller belli bir algoritma ile çalışıyor. Mesela akşamüstü müsaitlik varsa otelin gecelik ücreti düşüyor. Biz sırt çantası ile seyahat ettiğimiz için her gün kahvaltıdan sonra çıkış yapıp çantalarımızı otelde bıraktık. Müzeleri ziyaret edip günü bitirdikten sonra booking üzerinde fiyatların hep düştüğünü gördüm. Dolayısıyla 17:00 civarı bookingten rezervasyon yaptığımızda çok daha uyguna geliyor. Mesela şimdiden rezervasyon yapsam geceliği 200-250 euro arası olacak bir otel , son gün akşamüstü 100 euroya kadar düşüyor. Tabii bir bakıma risk. Roma’da görece daha uygun oteller Termini İstasyonu civarında bulunuyor.


Roma’da Yapılması Gerekenler :


Roma’da her köşe başından bir tarih fışkırıyor. Bütün yapıları tarihi ve çok güzel. Sadece sokaklarında yürümek bile bambaşka fakat yine de mutlaka görülmesi gereken yerler de çok. Biz herkesin bildiği klişelerle başlayalım.


Not : Yapılacaklar listesi önem sırasına göre oluşturulmamıştır. Bir yerden başladıktan sonra yakın olan diğer yerler sırası ile listelenmiştir.


1-) Kolezyum :




Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük amfitiyatrosu. Dünyanın yeni yedi harikasından biri. Tarih boyunca birçok gösteri , tiyatro , şölen , gladyatör dövüşleri ve infaza ev sahipliği yapmış , Roma’nın simgesinden başlıyoruz gezimize. Kolezyum’u ziyaret etmek için https://ecm.coopculture.it/index.php?option=com_snapp&view=products&catalogid=ADAE8874-AE4B-55B9-02FB-0167A81C0247&snappTemplate=template3&lang=en sitesinden 18 euro karşılığında Kolzeyum + Roma Forumu + Palatino Tepesi’ni kapsayan biletinizi online olarak alabilirsiniz. Ziyaret için sabah 08:30-09:00 arası Kolezyum önünde hazır bulunursanız , Kolezyum’a en önce girenlerden olursunuz ve kalabalık olmayan bir zamanda dolaşmış olursunuz. Aynı zamanda akşamüstü ve akşam saatlerinde de Kolezyum’un önüne gidip burada vakit geçirmenizi tavsiye ederim.


2-) Roma Forumu :



Roma Forumu , Roma Şehir Merkezi anlamına gelmektedir. İçerisinde Eski Roma’nın farklı dönemlerinden birçok hükümet binası , Pazar yeri , tapınak ve anıtları barındıran alandır. Kolezyum’un yanında yer alır. Kolezyum’u da kapsayan biletimizle Kolezyum’dan sonra Roma Forumu’nu ziyaret edebiliriz.


3-) Palatino Tepesi :



Palatino Tepesi Roma Forumu’nun hemen yanında yer alır ve forumdan tepeye çıkılabilir. Bu tepe Roma’da bulunan en eski yerleşim yeridir. Dolayısıyla şehre yukarından bakan çok güzel bir manzarasının yanında birçok kalıntıya ev sahipliği yapar. Örneğin isminden de anlaşılacağı üzere Roma İmparatorları’nın birçoğunun yaşamış olduğu sarayların yıkıntıları bu bölgede bulunur. Milattan önce 1000 yılına ait kalıntılar dahi mevcuttur.


Not : Kolezyum , Roma Forumu ve Palatino Tepesi en iyi ihtimalle birkaç saatinizi alacaktır.


4-) Vincoli Aziz Petrus Bazilikası :



Kolazyum’a yürüme 7-8 dk mesafede yer alır. Diğerlerine oranla öyle çok da aman aman bir bazilika değil fakat burayı çok önemli kılan şey içinde Michelangelo’nun yapmış olduğu Musa Heykeli’nin bulunmasıdır.


5-) Laterano’daki Santi Giovanni Bazilikası :



Türkçe’ye niçin Santi olarak çevrildiğini bilemiyorum , belki de ‘San’ olarak da çevrilebilirdi. Görülmesi gereken yerlerin büyük çoğunluğu Kolezyum ve Roma Forumu’nun batısında bulunurken , belki Kolezyum civarına tekrar gitmezsiniz diye , hazır gelmişken Kolezyum’un doğusunda yürüyerek 20dk mesafedeki Laterano’daki Santi Giovanni Bazilikası’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Kendisi bilinenin aksine , Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’ndan daha eski . Aynı zamanda yine tüm kiliselerin annesi Aziz Petrus Bazilikası değil , Laterano’daki Santi Giovanni Bazilikası’dır. Bunun yanında yine bilinenin aksine Papa’nın yeri Aziz Petrus Bazilikası değil , Laterano’daki Santi Giovanni Bazilikası’dır. Batı dünyasının en eski bazilikası , tüm kiliselerin annesi ve Papa’nın gerçek mekanıdır. Roma’daki tüm diğer kilise , katedral ve bazilikalar gibi girişi ücretsizdir.


6-) 2. Vittorio Emanuele Abidesi :





Madem Kolezyum’dan başladık , o halde yakın yerlerden devam edelim. 2. Vittorio Emanuele Abidesi , Birleşik İtalya’nın ilk kralı için yapılmıştır. Kolezyum’un batısında 15 dk yürüme mesafesinde yer alan son derece görkemli bir yapıdır. Aşağı yukarı Roma’nın her yerinden görünür. Girişi ücretsizdir. Abide’nin en tepe noktasına ise asansör ile 12 euro karşılığında çıkılabilir.


7-) Capitol Tepesi(Campidoglio) :



Capitol Tepesi 2. Vittorio Emanuele Abidesi’nin yanındadır. Roma’nın 7 tepesinden biri olup en yükseğidir. Tepe üzerindeki küçük meydan Atlı Marcus Aurelius Heykeli’nin kopyası ile Capitol Müzesi bulunur. Atlı Marcus Aurelius Heykeli’nin orjinali ise Borghese Galerisi’ndedir.


8-) Capitol Müzesi :


Capitol Tepesi’nde yer alan Capitol Müzesi , Konservatuar Sarayı , Nouvo Sarayı ve Senato Sarayı olmak üzere 3 binadan oluşur. Dünyanın en eski müzesi olduğu düşünülür. Capitol Müzesi’ndeki en ünlü heykeller , Atlı Marcus Aurelius Heykeli'nin orijinali , Flavian Kadını , Roma’nın semboli Dişi Kurt heykelleridir. Giriş ücreti 16 euro’dur. Bileti online olarak almanız gerekmez diye düşünüyorum. Capitol Müzesi gidemediğim yerlerden 2.si oldu.


9-) Venezia Meydanı :



2. Vittorio Emanuele Abidesi’nin hemen önünde bulunan meydan Roma’nın en ünlü meydanlarından biridir.

10-) Gesu Kilisesi :


Cizvitler’in Ana Kilisesi’dir. Ön cephesi Barok Mimari’nin ilk gerçek örneği olarak kabul edilir. Venezia Meydanı’nın yanındadır.


11-) Sant’Andrea Della Valle :



Yine Barok Mimari’sinde inşa edilen bu kilise de ziyaret edilebilir. Çok bir önemi olmasa da Gesu Kilisesi’nden yürüme 5dk mesafe yol üzerinde olduğundan bir uğranabilir.

12-) Campo De Fiori :



Genelde orijinal adı ile kullanıldığından çevirmedim. Sant’Andrea Della Valle Kilisesi’nden 3-4 dk yürüme meydanında bulunan ünlü bir meydandır. Meydanda gündüzleri Pazar yeri kurulur. Bir göz atmakta fayda olabilir. Fakat satılan ürünler genelde gözlemlediğim kadarı ile kokteyl , sirke vs.


13-) Navona Meydanı :



Navona Meydanı , Campo De Fiori’den 5 dk yürüme mesafesinde bulunuyor. Roma’nın en iyi meydanı olduğunu söyleyebiliriz. Alan olarak da oldukça geniş bir meydan. Moro ve Neptün Çeşmeleri de bu meydanda yer alır.


14- ) Aziz Luigi Fransız Kilisesi :



Yolumuzun üzerinde NavonaMeydanı’nın hemen yanında bulunan bu kilise de görmeye değer.


15 - ) Panteon :



Derken Roma’nın en önemli 3 yapısından biri olduğunu düşündüğüm Panteon’a geliyoruz. Yolumuzun üzerindeki diğer kiliselere şöyle bir uğruyoruz tabi ki ancak asıl hedef Panteon.

2000 yıldan uzun bir süre önce yapıldığı düşünülüyor ve o tarihten beri ayakta kalan en iyi korunmuş yapı. İlk olarak Panteizm’den yola çıkarak , tüm dinlerin ya da tanrıların ibadethanesi olarak inşa edildiyse de daha sonra kiliseye çevrilmiştir. Kubbesi halen dünyanın en büyük beton kubbesidir. Zeminine bakacak olursak İstanbul’Daki Aya Sofya’nın zeminine çok benzemektedir. Demek ki Aya Sofya’yı yaparken Panteon’dan esinlenilmiş. Sadece Panteon için dahi Roma’ya gidilebilir. Girişi ücretsizdir.


16-) Aziz Ignazio Kilisesi :



Panteon’dan sadece 3 dk yürüme mesafesinde bulunan Barok tarzı Aziz Ignazio Kilisesi’nin tavanı da illa ki görülmeli.


17-) Popolo Meydanı :



Aziz Ignazio Kilisesi’nden sonra Roma’nın en ünlü caddelerinden biri olan Via Del Corso’yu sonuna kadar takip edip 20 dk’lık bir yürüyüşün ardından Roma’nın en ünlü meydanlarından biri olan Popolo Meydanı’na ulaşabilirsiniz.



18-) Villa Borghese Bahçeleri :



Popolo Meydanı’ndan biraz yukarı tırmanarak Villa Borghese Bahçeleri’ne ulaşabilirsiniz. Burası aslında bir nevi park. Hatta Roma’nın en büyük parklarından biri. Özellikle parkın girişindeki Roma manzarası Roma’daki en iyi manzaralardan biri ve görülmeğe değer.


19-) Borghese Galerisi :


Villa Borghese Bahçeleri’nin içerisinde yer alan Borghese Galerisi VatikanMüzeleri’nden sonra Roma’da bulunan en ünlü galeri’dir. Burada birçok eser görebilirsiniz özellikle de Bernini’nin Apollo ve Daphne’si ve Antonio Canova’nın Paolina’sı. Maalesef gitmek isteyip de gidemediğim yerlerin başında geliyor. Müzenin kendi sitesi çalışmıyor ve müzeye gittiğimizde biletlerin tükendiğini ve en erken biletin 5 gün sonrasında olduğunu öğrenmiştik maalesef.


20-) İspanyol Merdivenleri :



Villa Borghese Bahçeleri’nden tekrar ayrıldıktan sonra İspanyol Merdivenleri’ne ulaşabilirsiniz. İspanyol Merdivenleri esasında Fransa’ya ait olan Trinita Dei Monti Kilisesi’ne ulaşmak için yapılmış fakat İspanyol Meydanı’ndan başladığı için adı İspanyol Merdivenleri olarak kalmıştır. Aynı zamanda İspanya Konsolosluk Binası da yine İspanyol Meydanı’ndadır. Bu meydan için ayrıca bir başlık açmıyoruz.


21-) Trevi Çeşmesi :




İspanyol Meydanı’ndan 10dk yürüme sonrası Trevi Çeşmesi’ne ulaşabilirsiniz. Buraya çeşme demek ne kadar doğru bilmiyorum fakat dünyadaki en iyi çeşme olduğu kesin. Aynı zamanda Roma’nın en kalabalık noktalarından biridir.

22-) Santa Maria Maggiore :



Bu bazilikayı Türkçeye Aziz Meryem Bazilikası olarak çevirsek çok da doğru olmayabilir. Bu yüzden orijinal şekli ile yazıyorum. Termini Tren İstasyonu’na çok yakın bir konumda bulunan bazilika , Roma’daki en önemli 3 bazilikadan biridir. İnşa yılı 432 yılı olarak görülse de , ön cephesi ve birçok kısmı çok sonraki dönemlerde inşa edilmiştir. Çok büyük ve önemli bir yapıdır ve mutlaka görülmesi gerekir.


23-) Santa Maria Degli Angeli E Dei Martri :



Termini Tren İstasyonu civarına gitmişken hemen önündeki Cumhuriyet Meydanı’nı ve Santa Maria Degli Angeli e dei Martri Bazilikası’nı ziyaret etmeden olmaz.


24-) Trastevere :



Artık Tiber Nehri’nin karşı tarafına geçme zamanı geldi. Roma’da görülmesi gereken bölgelerden biri de Trastevere Bölgesi’dir. Burada birçok iyi restoran mevcut. Bunun dışında tabii ki sokakları da çok güzel.


25-) Trastevere’deki Aziz Meryem Bazilikası :





Trastevere’ye gelmişken Trastevere’deki en önemli yapı hatta Roma’nın en eski bazilikalardan biri olan , tarihi 340’lara dayanan orijinal ismiyle Santa Maria in Trastevere ( haritada kolay bulunması için ) mutlaka görülmeli.


26-) Aziz Petrus Bazilikası :





Aziz Petrus Bazilikası dünyanın en görkemlisi , en şaşaalısıdır ve dünyanın en büyük kilisesidir. Vatikan’da yer almasına rağmen girişi Vatikan Müzeleri’nden ayrıdır. Michelangelo tarafından tasarlanmıştır. Ziyaret edebilmek için sabah erken saatte gidip sıra beklemek gerekir. Girişler ücretsizdir. En çok dikkat edilmesi gereken ise Michelangelo’nun eserlerinden olan Pieta Heykeli’dir. Yine bazilikanın içerisinde hazine bölümüne girebilmek için 5 euro ödemek gerekir.


Not : Kilise ve bazilika kavramlarını farklı yerlerde kullandık. Kilise bir ibadethanenin amacına göre verilmiş addır , bazilika ise bir yapının mimarisine göre verilmiş addır. Örneğin Aziz Petrus Bazilikası dünyanın en büyük kilisesidir. Bir kiliseyi ya da camiyi bazilika şeklinde inşa ederseniz , ona aynı zamanda hem kilise/cami hem de bazilika diyebilirsiniz. Fakat kiliseden farklı olarak başka yerleri de bazilika şeklinde inşa edebilirsiniz. Bu durumda inşa ettiğiniz yapıya yine bazilika diyebilirsiniz ama kilise olmaz.


27-) Vatikan Müzeleri :





Vatikan Müzeleri dünyanın en büyük müzelerinden biridir. Roma’ya gidenlerin muhakkak görmesi gereken yerlerden biridir. Aziz Petrus Bazilikası’ndan çıkıp sola dönerseniz , daha sonra Vatikan Şehri Duvarları’nı takip ederek girişe ulaşabilirsiniz. Amerika Kıtası’ndan getirilen yerlilere ait kutsallar , Hristiyanlık tarihine dair hemen her şey , ünlü ressamların ve heykeltraşların eserleri , Laocoon Heykeli , Sistine Şapeli , Küre İçinde Küre , Dönen Merdivenler , Haritalar Galerisi Koridoru ve daha birçok şeyi burada görebilirsiniz. Online olarak bilet bulamayabilirsiniz. Bunun için Vatikan girişi için son dönemeçten önce sağdaki sokakta google’da Roman Trips olarak görünen acentaya giderseniz , 35 euro karşılığı sizi biraz bekletip 10-12 kişilik bir grupla içeri alırlar ve saatlerce de sıra beklemeden içeri girmiş olursunuz. İçeriye girdikten sonra da münferit hareket edebilirsiniz.


28-) Sant’Angelo Kalesi :





Aslında İmprator Hadrianus için bir mozole olarak inşa edilen yapı daha sonra bir kaleye dönüştürülmüş. Şimdi Roma’nın göbeğinde sanki bir ortaçağ kalesi gibi. Aziz Petrus Meydanı’nın bitiminde Tiber Nehri’nin yanında inşa edilmiş. Girişte 12 euro ödeyerek müzeyi gezebilirsiniz. Tepesinde ise muhteşem bir Roma manzarası var. Gördüğünüz gibi Roma gez gez bitmiyor.

YEME – İÇME



Biz Türklerin yurtdışında en tatmin olmadığı konu şüphesiz yeme içmedir. Maalesef nereye gidersek gidelim beğenmiyoruz. Roma Mutfağı konusunda çok büyük beklentilerimiz vardı fakat birçok yerde tatmin olmadık. Fakat yine de Roma’da gerçekten çok iyi bazı restoranlar mevcut. Roma'da mutlaka denememiz gereken şeyleri araştırırken Youtube'da Roma Bileti Ahmet Ebcim'in Roma'da ne yenir isimli videolarından oldukça faydalandık.


1-) Tonnarello :




Tonnarello , Roma’da , TrastevereBölgesi’nde , Santa Maria’nın hemen yanında bulunuyor. Tartışmasız Roma’nın en iyi restoranı. Maalesef ilk günden bu restorana gittiğimiz için bir daha pek bir yeri kolayca beğenemedik. Burada muhakkak denemeniz gereken şeylerden biri Cacio E Pepe. İtalyanların klasik makarnasıdır. Pecorino Romano peyniri ile yapılır. Bunun dışında yiyeceğiniz makadarnaların çoğunu burada bulursunuz. Özellikle domates soslu makarnaları pek de özel bulmadım. Fakat Cacio E Pepe bugüne kadar yediğim en iyi spagettidir. Burada denemeniz gereken diğeri ise Pizza Capricciosa. Normal şartlarda böyle içerisinde her şey olan şeyleri sevmem. Yumurtasından tutun enginarına kadar. Fakat ben hayatımda böyle pizza yemedim. Bundan sonra diğer birçok restoranda pizza yediysem de hiç beğenemedim. Hepsi bunun gölgesinde kaldı. Burada hem makaranaya hem de pizzaya aşağı yukarı 10’ar Euro ödedik.


2-) Suppli Roma :




Yine TrastevereBölgesi’nde gidilmesi gereken bir diğer yer. Adından da anlaşılacağı üzere burası Roma’nın en ünlü supplicisi. Suppli dediğimiz içli köfte gibi görünüyor fakat daha büyük ve içeriği daha farklı. Roma’da mutlaka denenmesi gerekenlerden.


3-) Giolitti :



Giolitti , Roma’nın en ünlü dondurmacısı. Roma dondurması gerçekten güzel bir dondurma , genelde Gelato olarak anılır. Her ne kadar lezzetini beğensem de , bir Maraş Dondurması kesinlikle olamaz.


4-) Dar Filettaro A Santa Barbara :



İsminde de geçtiği üzere burada fileto morina balığının cips şeklinde hazırlanmış versiyonunu deneyebilirsiniz. Bence gerçekten çok lezzetli , başarılı. Bir parçası 6 euro diye hatırlıyorum. Mutlaka denenmesi gerekir.

Bunların dışında birçok restorana uğradık tabii ki ancak özellikle şunu şurada yemelisiniz diyebileceğim bir yer hatırlamıyorum. Fakat Roma’da denenmesi gereken diğer şeyleri de ekleyeyim ; Makarna ve pizzaların diğer çeşitleri olabilir. En yaygın olanı ise tabii ki Margherita. Bunun dışında kızarmış ekmek üzerinde domates zeytin ezmesi vs. ismi Bruschetta. Ekmek arası ezme jambon vs. ile yapılan bir tür sandviç olan Panini. Herhangi bir cafede İtalyan Kahvesi , örneğin Espresso. Yine cafelerde ya da bir restoranda olabilir , Tiramisu. Pizza Alla Romana dediğimiz genelde kilo hesabı satılan pizzalar.

ALIŞ – VERİŞ



Roma’da günlük ihtiyaçlar dışında alış-veriş yapılacak bir yer bilmiyorum. Yani bizim tercih edebileceğimiz bir şey değil. İlginç bir şekilde magnetler , anahtarlıklar genelde 1 euro ya da 3’ü 5 euro gibi. Genel fiyatlara göre uygun görünüyor. Bunun dışında birçok şey çok pahalı. Ara sokaklarda bulunan bakkalarda 2 Lt su 2 euro. Bunun yanında İtalyan Birası Birra Moretti de 2 euro. Trevi Çeşmesi’nden İspanyol Merdivenleri’ne doğru giderken Carrefour’a uğrarsanız fiyatlar bunun 4’te biri.


BARLAR


Roma'da gece hayatı yok diyebiliriz. Akşamları güzel vakit geçirebileceğiniz tek yer de Trastevere Bölgesi. Bir bara gitmek yerine marketten bir şeyler alıp Trastevere Meydanı'nda vakit geçirebilirsiniz.


Bonus : Roma’da suya sürekli para ödemenize gerek yok. Yanınızda şişe bulundurursanız , Roma’nın bütün meydanlarında ya da köşe başlarında içilebilir suyu olan tarihi çeşmelerden dilediğiniz zaman şişenizi doldurabilirsiniz. Fakat şunu da ekleyeyim ki Sant'a Anna isimli su efsane.

Roma’ya Termini İstasyonu’ndan veda ediyoruz. İtalya’da çok iyi bir tren ağı mevcut. İstasyonlarda bulunan makinalardan istediğiniz gibi tren biletinizi alabilirsiniz. Floransa’ya doğru yola çıkıyoruz. Tren biletlerini kişi başı 22 euro'ya alıyoruz.


Sonuç : Sonuç olarak Roma , tarihi açıdan en iyisi görünüyor. Yeme içme olarak idare eder , çoğu Avrupa şehrinden farklı olarak burada aç kalmazsınız. Herkesin muhakkak görmesi gereken bir şehir. Biz 3 gece konakladık. Tavsiyem 4 ya da 5 gece.




392 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page